Türk Hukuk Tarihi

Stok Kodu:
9786053771265
Boyut:
162-235
Sayfa Sayısı:
466
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
7
Basım Tarihi:
2009-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
9.72
7.78
9786053771265
104490
Türk Hukuk Tarihi
Türk Hukuk Tarihi
7.779
Hukuk tarihi bugün mevcut olan hukukî kurumların ve kuralların geçmisini inceleme alanı olarak seçen ve bunların hangi gelisme sürecinden geçerek günümüze kadar geldigini inceleyen bir ilim dalıdır. Bu yönüyle hukuk tarihi hem hukukî kurum ve kuralların köklerini ögretmek ve hem de hukukî bir formasyon kazandırmak açısından hukukçuya önemli bir yarar saglar. Hukuk tarihinin özel bölümünde yer alan Türk hukuk tarihi Türklerin tarih sahnesine çıkmasından Türkiye Cumhuriyetine kadar uzanan çok uzun bir dönemdeki hukuklarını incelemektedir. Bu uzun dönemi iki ana bölüme ayırmak gerekir. Birincisi baslangıçtan Islâmiyetin kabulüne kadar olan dönemdir. Bu dönemde hukukî örf ve adetlerden, kurultaylarda alınan kararlardan ve hakanın fermanlarından olusan bir hukukî yapı söz konusudur. Islâmiyetin kabulünden sonra ise Türk devletlerinde esas itibariyle Islam hukuku hakim olmustur. Ancak bu hukuka Türk devletleri kendi dönemlerinin ve sartlarının gerektirdigi yorum zenginligini de katmıslardır. Bu bakımdan Türk devletlerinin hukukları temelde aynı olmakla birlikte birbirlerinin kopyaları degildir. Genis bir zaman dilimini ve o ölçüde genis bir cografyayı kaplayan Türk hukuk tarihini incelemek büyük bir ilmî mesaiyi ve çok farklı alanlarda yetismisligi gerektirmektedir. Islâmiyet öncesi dönemi incelemek için Çince ve Rusça basta olmak üzere Orta Asya kültür muhitinde konusulan ve içinde Mogolcanın da bulundugu çok sayıda dili bilmek, Islam sonrasındaki dönemi incelemek için ise Arapça ve Farsçadan ayrı olarak özellikle Hint yarımadasında kurulan Türk devletleri için Urduca ve Hintçeyi bilmek icap etmektedir. Bunlara Batı dillerinden bir veya ikisini de katarsanız sadece dil bakımından Türk hukuk tarihinin bütün dönemlerini ve bütün bölgelerini incelemenin güçlügü anlasılır. Bu sebeple zaruri olarak bir sınırlandırmaya gitmek gerekmektedir. Biz de objektif ve subjektif imkânsızlıkları ve derslerimizin hacmini göz önüne alarak Orta Asyadan sonra Anadoluda kurulan Türk devletleriyle sınırlı bir dönemi inceleme alanı olarak seçtik.
Hukuk tarihi bugün mevcut olan hukukî kurumların ve kuralların geçmisini inceleme alanı olarak seçen ve bunların hangi gelisme sürecinden geçerek günümüze kadar geldigini inceleyen bir ilim dalıdır. Bu yönüyle hukuk tarihi hem hukukî kurum ve kuralların köklerini ögretmek ve hem de hukukî bir formasyon kazandırmak açısından hukukçuya önemli bir yarar saglar. Hukuk tarihinin özel bölümünde yer alan Türk hukuk tarihi Türklerin tarih sahnesine çıkmasından Türkiye Cumhuriyetine kadar uzanan çok uzun bir dönemdeki hukuklarını incelemektedir. Bu uzun dönemi iki ana bölüme ayırmak gerekir. Birincisi baslangıçtan Islâmiyetin kabulüne kadar olan dönemdir. Bu dönemde hukukî örf ve adetlerden, kurultaylarda alınan kararlardan ve hakanın fermanlarından olusan bir hukukî yapı söz konusudur. Islâmiyetin kabulünden sonra ise Türk devletlerinde esas itibariyle Islam hukuku hakim olmustur. Ancak bu hukuka Türk devletleri kendi dönemlerinin ve sartlarının gerektirdigi yorum zenginligini de katmıslardır. Bu bakımdan Türk devletlerinin hukukları temelde aynı olmakla birlikte birbirlerinin kopyaları degildir. Genis bir zaman dilimini ve o ölçüde genis bir cografyayı kaplayan Türk hukuk tarihini incelemek büyük bir ilmî mesaiyi ve çok farklı alanlarda yetismisligi gerektirmektedir. Islâmiyet öncesi dönemi incelemek için Çince ve Rusça basta olmak üzere Orta Asya kültür muhitinde konusulan ve içinde Mogolcanın da bulundugu çok sayıda dili bilmek, Islam sonrasındaki dönemi incelemek için ise Arapça ve Farsçadan ayrı olarak özellikle Hint yarımadasında kurulan Türk devletleri için Urduca ve Hintçeyi bilmek icap etmektedir. Bunlara Batı dillerinden bir veya ikisini de katarsanız sadece dil bakımından Türk hukuk tarihinin bütün dönemlerini ve bütün bölgelerini incelemenin güçlügü anlasılır. Bu sebeple zaruri olarak bir sınırlandırmaya gitmek gerekmektedir. Biz de objektif ve subjektif imkânsızlıkları ve derslerimizin hacmini göz önüne alarak Orta Asyadan sonra Anadoluda kurulan Türk devletleriyle sınırlı bir dönemi inceleme alanı olarak seçtik.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat