Türkiye Üzerine Tezler 3

Stok Kodu:
9789756277829
Boyut:
160-245
Sayfa Sayısı:
414
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
7.78
6.22
9789756277829
74663
Türkiye Üzerine Tezler 3
Türkiye Üzerine Tezler 3
6.222
Bu cildin içerdiği konular: Toplum ve ordu ilişkileri, 27 Mayıs, 22 Şubat, 21 Mayıs, 9 Mart, 12 Mart ve benzeri ihtilalci asker eylemlerinin değerlendirilmesi, 12 Eylül öncesinde Türkiye´de İç Savaş´ın ve sol akımların analizi. "İnsan sürekli olarak kendisini artıran yaratıktır. Bu çalışmada insanımızın tükenmez türünden geldiğine bir kez daha inandım. En az´a indirebiliyorsunuz; yok edilemiyor. İki saptama var; bu çalışmada yerim kalmadığı için üzerinde duramadım. Bunlardan birisi, bu yeni yargılama döneminin ilerici hareketler içinden gösterişli ajan ve benzerlerini çıkarmamasıyla ilgili oluyor. Belki daha sonra son derece kaba yöntemlerle gerekli bilgileri alabilmeye önceden karar verilmiş olduğu için her hangi bir hazırlığa gerek duyulmadı. İkincisi, ayrı bir yasa çıkarılmış olmasına karşın, etkileyici ve önemli boyutta döneklik serüvenleri de düzenlenemedi." "Tezler", dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu. Bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve "vakıf" üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hâlâ sokulmamalarıdır. "Tezler", üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır." (Tanıtım Yazısından) "Tezler", dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu; patlayan tomurcuklardan sayabilir miyiz, her halde böyle bir sorunun cevabı, bana düşmemektedir. Benim söyleyebileceğim, hem tomurcuk tarlasının ve hem de iç savaş mevzilerinin rüzgarını taşıdığıdır; üslubu, hançer´i hatırlatmaktadır. Bereketli yıllarda ve doğurgan bir aydın dünyasının ürünüdür. Hançeri belinde, tüfeği omzunda bir harmancı görüyorum. Şu iki noktayı daha ekleyebilirim; birincisi, bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. İkincisi, dağda, zindanda, konaklarda, soran evlerde, en çok okunan ansiklopedi´dir; zor yerlerde, koyu kapaklarının, elden ele geçişle, yıpranmış, kırlaşmış, formunu yitirmiş eski hırkalara döndüğüne pek çok kez tanık oldum. Okunmaktan eskimiş ve yıpranmış ansiklopedileri görmek, sönmemiş bir aşkın kıvılcımını duymaktır. Bana oluyor. Buna seviniyorum. Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve "vakıf" üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hala sokulmamalarıdır. Legal, ancak sokmuyorlar ve bunu, doğru bulmamakla birlikte anlayabiliyorum; "Tezler", üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine de denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır." ... Tartışmanın hançer ve kitabın silah olduğu bir çıkıştayız." (Arka Kapaktan)
Bu cildin içerdiği konular: Toplum ve ordu ilişkileri, 27 Mayıs, 22 Şubat, 21 Mayıs, 9 Mart, 12 Mart ve benzeri ihtilalci asker eylemlerinin değerlendirilmesi, 12 Eylül öncesinde Türkiye´de İç Savaş´ın ve sol akımların analizi. "İnsan sürekli olarak kendisini artıran yaratıktır. Bu çalışmada insanımızın tükenmez türünden geldiğine bir kez daha inandım. En az´a indirebiliyorsunuz; yok edilemiyor. İki saptama var; bu çalışmada yerim kalmadığı için üzerinde duramadım. Bunlardan birisi, bu yeni yargılama döneminin ilerici hareketler içinden gösterişli ajan ve benzerlerini çıkarmamasıyla ilgili oluyor. Belki daha sonra son derece kaba yöntemlerle gerekli bilgileri alabilmeye önceden karar verilmiş olduğu için her hangi bir hazırlığa gerek duyulmadı. İkincisi, ayrı bir yasa çıkarılmış olmasına karşın, etkileyici ve önemli boyutta döneklik serüvenleri de düzenlenemedi." "Tezler", dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu. Bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve "vakıf" üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hâlâ sokulmamalarıdır. "Tezler", üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır." (Tanıtım Yazısından) "Tezler", dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu; patlayan tomurcuklardan sayabilir miyiz, her halde böyle bir sorunun cevabı, bana düşmemektedir. Benim söyleyebileceğim, hem tomurcuk tarlasının ve hem de iç savaş mevzilerinin rüzgarını taşıdığıdır; üslubu, hançer´i hatırlatmaktadır. Bereketli yıllarda ve doğurgan bir aydın dünyasının ürünüdür. Hançeri belinde, tüfeği omzunda bir harmancı görüyorum. Şu iki noktayı daha ekleyebilirim; birincisi, bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. İkincisi, dağda, zindanda, konaklarda, soran evlerde, en çok okunan ansiklopedi´dir; zor yerlerde, koyu kapaklarının, elden ele geçişle, yıpranmış, kırlaşmış, formunu yitirmiş eski hırkalara döndüğüne pek çok kez tanık oldum. Okunmaktan eskimiş ve yıpranmış ansiklopedileri görmek, sönmemiş bir aşkın kıvılcımını duymaktır. Bana oluyor. Buna seviniyorum. Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve "vakıf" üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hala sokulmamalarıdır. Legal, ancak sokmuyorlar ve bunu, doğru bulmamakla birlikte anlayabiliyorum; "Tezler", üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine de denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır." ... Tartışmanın hançer ve kitabın silah olduğu bir çıkıştayız." (Arka Kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat