Uluslar ve Ulusçuluk

Stok Kodu:
9789757638339
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
263
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008-06
Çeviren:
Günay Göksu Özdoğan, Büşra Ersanlı Behar
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
5.83
4.67
9789757638339
89598
Uluslar ve Ulusçuluk
Uluslar ve Ulusçuluk
4.665
Milliyetçilik incelemelerinde çığır açan, konu hakkındaki ilk bilimsel yapıt ! Uluslar ve Ulusçuluk, 1990´lara kadar sosyal bilimler tarafından neredeyse hiç incelenmeyen milliyetçilik konusu hakkındaki ilk ciddi çalışmadır Ernest Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk´ta yaygın "öncesiz ve sonrasız" ulus anlayışını alt-üst eden bir kavramlaştırma sunuyor. Yazarın, felsefe, sosyoloji ve antropoloji alanlarındaki uzmanlığını derin tarih bilgisiyle birleştirerek kurduğu genel muhakeme, ulusçuluğun, modernleşmekte olan siyasal ve kültürel birimlere sanayi uygarlığı içinde örgütlenmek üzere elverişli bir ilke sağladığı savına dayanıyor. Ulusçuluk ideolojisi, içerde işbirliği ve dışarıda rekabet için ergen kimliklerin yetişkin hale getirilmesi heyecanıydı, bugün böyle bir siyasal etik yok. Bugünkü siyasal faaliyet ya daha çok dünyaya hükmetme ulusçuluğundan besleniyor, ya da ülke içinde, ister "Doğu" da ister "Batı"da olsun, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı güderek göçmenleri, azınlıkları, farklı etno-kültürel grupları dışlamaya yönelmiş durumda. Temeli etik kurallardan uzak bir konumda ama gene de bu ideolojiden besleniyor.
Milliyetçilik incelemelerinde çığır açan, konu hakkındaki ilk bilimsel yapıt ! Uluslar ve Ulusçuluk, 1990´lara kadar sosyal bilimler tarafından neredeyse hiç incelenmeyen milliyetçilik konusu hakkındaki ilk ciddi çalışmadır Ernest Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk´ta yaygın "öncesiz ve sonrasız" ulus anlayışını alt-üst eden bir kavramlaştırma sunuyor. Yazarın, felsefe, sosyoloji ve antropoloji alanlarındaki uzmanlığını derin tarih bilgisiyle birleştirerek kurduğu genel muhakeme, ulusçuluğun, modernleşmekte olan siyasal ve kültürel birimlere sanayi uygarlığı içinde örgütlenmek üzere elverişli bir ilke sağladığı savına dayanıyor. Ulusçuluk ideolojisi, içerde işbirliği ve dışarıda rekabet için ergen kimliklerin yetişkin hale getirilmesi heyecanıydı, bugün böyle bir siyasal etik yok. Bugünkü siyasal faaliyet ya daha çok dünyaya hükmetme ulusçuluğundan besleniyor, ya da ülke içinde, ister "Doğu" da ister "Batı"da olsun, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı güderek göçmenleri, azınlıkları, farklı etno-kültürel grupları dışlamaya yönelmiş durumda. Temeli etik kurallardan uzak bir konumda ama gene de bu ideolojiden besleniyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat