Umut Distopya Siyaset Toplumsaldan Bireysele Türk Sİnemasından Parçalar

Stok Kodu:
9786057637499
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
288
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-08
%20 indirimli
11.70
9.36
9786057637499
602605
Umut Distopya Siyaset
Umut Distopya Siyaset Toplumsaldan Bireysele Türk Sİnemasından Parçalar
9.36
Her ne kadar bir ulusal sinema akımımız oluşmasa bile bir vakitler bir Türkiye Sineması oldu. Adına Yeşilçam denilen bu dönem ve onun içinden çıkan siyasi içerikli sinemamız sayesinde artık bir Türk filmimiz vardı. Ancak iyi niyetli çabalara rağmen bu noktadan hızla uzaklaşıldı. Sonra Bağımsız Sinemamız adı altında konulu filmlere kavuşurken bir niteliksel değişim yaşandı. Entelektüel olarak görülen bu kaliteli filmler ne de olsa festival onayı alıp gösterime giriyorlardı. Bu değişim ya da dönüşümün yönü ve içeriği aslında görünenden fazlaydı. Türk filmlerinden konulu filmlere geçilirken aslında sinemamız toplumsal olandan bireysel olana umarsız ve acımasız bir kayış yaşadı ve bu alkışlandı, kutsandı. Var olanın değişimine yönelik Umut yok olmuş, var olmayan Distopya türemiş, Siyasetten kopma adına hâkim siyasetin suyuna gidilmişti. Aslı Daldal kültür kuramları, sosyoloji ve felsefeye mesafeli olan ülkemiz sinema çalışmalarına ve Türk filmi denilince dudağının kenarında hep küçümser bir ifade bulunduran entelektüel camiamızın aksine, sinemamızı tam da bu alanlardan ele alarak cesaret isteyen bir işe kalkışıyor. 1960'ların Toplumsal Gerçekçilik akımından yola çıkarak, başta Nuri Bilge Ceylan olmak üzere Bağımsız Sinema yaratıcıları ve onların izini süren genç sinemacıları takiple siyasal ve tarihsel olmayan bir anlatıyı tercih eden kuşağı postmodernizm ekseninde ele alıyor. ... Yine de Ernst Bloch'un meşhur 'umut ilkesini' hiç kaybetmemeye çalışan bu çalışmalar özellikle 'nihilizm' eleştirileri olmayı amaçladılar ve artık pek de bağımsız sayılamayacak yeni Türk Sineması'nı düştüğü karanlıktan kurtarma yolunda mütevazı çırpınışlar olma amacı güttüler.
Her ne kadar bir ulusal sinema akımımız oluşmasa bile bir vakitler bir Türkiye Sineması oldu. Adına Yeşilçam denilen bu dönem ve onun içinden çıkan siyasi içerikli sinemamız sayesinde artık bir Türk filmimiz vardı. Ancak iyi niyetli çabalara rağmen bu noktadan hızla uzaklaşıldı. Sonra Bağımsız Sinemamız adı altında konulu filmlere kavuşurken bir niteliksel değişim yaşandı. Entelektüel olarak görülen bu kaliteli filmler ne de olsa festival onayı alıp gösterime giriyorlardı. Bu değişim ya da dönüşümün yönü ve içeriği aslında görünenden fazlaydı. Türk filmlerinden konulu filmlere geçilirken aslında sinemamız toplumsal olandan bireysel olana umarsız ve acımasız bir kayış yaşadı ve bu alkışlandı, kutsandı. Var olanın değişimine yönelik Umut yok olmuş, var olmayan Distopya türemiş, Siyasetten kopma adına hâkim siyasetin suyuna gidilmişti. Aslı Daldal kültür kuramları, sosyoloji ve felsefeye mesafeli olan ülkemiz sinema çalışmalarına ve Türk filmi denilince dudağının kenarında hep küçümser bir ifade bulunduran entelektüel camiamızın aksine, sinemamızı tam da bu alanlardan ele alarak cesaret isteyen bir işe kalkışıyor. 1960'ların Toplumsal Gerçekçilik akımından yola çıkarak, başta Nuri Bilge Ceylan olmak üzere Bağımsız Sinema yaratıcıları ve onların izini süren genç sinemacıları takiple siyasal ve tarihsel olmayan bir anlatıyı tercih eden kuşağı postmodernizm ekseninde ele alıyor. ... Yine de Ernst Bloch'un meşhur 'umut ilkesini' hiç kaybetmemeye çalışan bu çalışmalar özellikle 'nihilizm' eleştirileri olmayı amaçladılar ve artık pek de bağımsız sayılamayacak yeni Türk Sineması'nı düştüğü karanlıktan kurtarma yolunda mütevazı çırpınışlar olma amacı güttüler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat