Usatölyesi Felsefe Dergisi Sayı : 24 Şubat 2017

Stok Kodu:
9771305693006
Boyut:
150-215
Sayfa Sayısı:
96
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
2.97
2.38
9771305693006
416882
Usatölyesi Felsefe Dergisi Sayı : 24 Şubat 2017
Usatölyesi Felsefe Dergisi Sayı : 24 Şubat 2017
2.376
Dünyanın gündemi her geçen gün felsefe üzerine düşünmeye, konuşmaya imkân vermeyen bir alana sürükleniyor. Yoğun bir şiddet, çok yakınımızda savaşlar, büyük patlamalar ve insanlık ayıpları yaşanıyor. Vicdanlar tatilde! Peki özellikle bu karmaşanın tam ortasında, felsefi düşünme şeklimize özen göstermemiz, bize yol gösterebilir mi?

Bu sayımızda içinde bulunduğumuz coğrafyayı büyük oranda ilgilendiren mültecilik ve göçmenlik üzerine bir söyleşi bulacaksınız. Bu insanlar genellikle savaştan kaçanlar. Yarın çok daha fazlası iklim mültecisi olarak bu kitleye katılacak. Çok boyutlu olan bu meseleyi düşünmeye, filozoflardan yardım istemeye devam edeceğiz.

Felsefesinin başına etiği koyan Kierkegaard da, bize fikirleriyle yol gösterici olabilecek ve Türkiye'de son yıllarda daha çok okunan bir filozof. Kapağa, Elis Şimşon ile yaptığımız söyleşiyle kendisini taşıdık ve felsefi söylemler hayatımızda hiç bir değişikliğe yaramıyorsa, bir şeylerin yanlış olup olmadığını sorguladık.

Şiddetin daha da arttığı 2016 senesini arkamızda bıraktık. Atölyede yoğunlukla tartıştığımız konulardan biri, bu şiddette evinde oturan insanların ne kadar pay sahibi olduğuydu. Hannah Arendt çalışmalarıyla önümüze verimli bir yol açtı. Çünkü şiddeti ele alırken, Arendt sayesinde, uzak doğudaki izbe atölyelerde üretilen ayakkabıları satın alarak da, bu şiddette pay sahibi olup olmadığımızı düşünme imkânı bulduk.

Grinin tonlarını kaybettiği, siyah ve beyazın egemen olduğu, eleştiri imkânının ortadan kalktığı bir kültür ortamında, derin düşünme ve düşünceyi ifade etme şansı da tükeniyor. Felsefe çalışması yapanların kendilerini bu tuzaktan sakınmaları ve eleştiri hakkına sonuna kadar sahip çıkmaları hayati öneme sahip. Üstelik bunu yaparken, genel düşünme izleklerine en ters gelen sözlere dahi kulak vermek, her farklı sesin aslında onca cılızlığına karşın içinde çok büyük bir değer taşıdığının hakkını vermek, felsefecilerin boynunun borcudur. Bunu savunmak, herhangi bir düşüncenin taraftarı olmak değil, en temel insan hakkıdır.

İçindekiler:

Editörden 5
Mithos Yoluyla Düşünmeye Heidegger'le Başlamak 7
Metin Bal
Estetik, Özen ve Özverinin Naif Elçisi: Ruskin 28
Alain De Botton
Moda Praksisi 34
Otto Von Bush
Elis Şimşon Söyleşisi 41
Aytaç Timur
Rahmi Öğdül Söyleşisi 48
Aytaç Timur, Yasemin Adıbelli
Kwane Anthony Appiah Söyleşisi 57
Robin Droemer, Krisha Kops
Benim! 66
Greta Lührs
Bir Kutlama Çağrısı 73
Ivan Illich
"Batı" Toplumunun İzlediği Yol 76
Manfred Max Neef, Philip Bartlett Smith
Yaşayanlar ve Meskûnlar 82
Ivan Illich
Belma Orhan 90
Aytaç Timur
Us Atölyesi 2016-17 Programı 93
Dünyanın gündemi her geçen gün felsefe üzerine düşünmeye, konuşmaya imkân vermeyen bir alana sürükleniyor. Yoğun bir şiddet, çok yakınımızda savaşlar, büyük patlamalar ve insanlık ayıpları yaşanıyor. Vicdanlar tatilde! Peki özellikle bu karmaşanın tam ortasında, felsefi düşünme şeklimize özen göstermemiz, bize yol gösterebilir mi?

Bu sayımızda içinde bulunduğumuz coğrafyayı büyük oranda ilgilendiren mültecilik ve göçmenlik üzerine bir söyleşi bulacaksınız. Bu insanlar genellikle savaştan kaçanlar. Yarın çok daha fazlası iklim mültecisi olarak bu kitleye katılacak. Çok boyutlu olan bu meseleyi düşünmeye, filozoflardan yardım istemeye devam edeceğiz.

Felsefesinin başına etiği koyan Kierkegaard da, bize fikirleriyle yol gösterici olabilecek ve Türkiye'de son yıllarda daha çok okunan bir filozof. Kapağa, Elis Şimşon ile yaptığımız söyleşiyle kendisini taşıdık ve felsefi söylemler hayatımızda hiç bir değişikliğe yaramıyorsa, bir şeylerin yanlış olup olmadığını sorguladık.

Şiddetin daha da arttığı 2016 senesini arkamızda bıraktık. Atölyede yoğunlukla tartıştığımız konulardan biri, bu şiddette evinde oturan insanların ne kadar pay sahibi olduğuydu. Hannah Arendt çalışmalarıyla önümüze verimli bir yol açtı. Çünkü şiddeti ele alırken, Arendt sayesinde, uzak doğudaki izbe atölyelerde üretilen ayakkabıları satın alarak da, bu şiddette pay sahibi olup olmadığımızı düşünme imkânı bulduk.

Grinin tonlarını kaybettiği, siyah ve beyazın egemen olduğu, eleştiri imkânının ortadan kalktığı bir kültür ortamında, derin düşünme ve düşünceyi ifade etme şansı da tükeniyor. Felsefe çalışması yapanların kendilerini bu tuzaktan sakınmaları ve eleştiri hakkına sonuna kadar sahip çıkmaları hayati öneme sahip. Üstelik bunu yaparken, genel düşünme izleklerine en ters gelen sözlere dahi kulak vermek, her farklı sesin aslında onca cılızlığına karşın içinde çok büyük bir değer taşıdığının hakkını vermek, felsefecilerin boynunun borcudur. Bunu savunmak, herhangi bir düşüncenin taraftarı olmak değil, en temel insan hakkıdır.

İçindekiler:

Editörden 5
Mithos Yoluyla Düşünmeye Heidegger'le Başlamak 7
Metin Bal
Estetik, Özen ve Özverinin Naif Elçisi: Ruskin 28
Alain De Botton
Moda Praksisi 34
Otto Von Bush
Elis Şimşon Söyleşisi 41
Aytaç Timur
Rahmi Öğdül Söyleşisi 48
Aytaç Timur, Yasemin Adıbelli
Kwane Anthony Appiah Söyleşisi 57
Robin Droemer, Krisha Kops
Benim! 66
Greta Lührs
Bir Kutlama Çağrısı 73
Ivan Illich
"Batı" Toplumunun İzlediği Yol 76
Manfred Max Neef, Philip Bartlett Smith
Yaşayanlar ve Meskûnlar 82
Ivan Illich
Belma Orhan 90
Aytaç Timur
Us Atölyesi 2016-17 Programı 93
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat