Vroluştan Ne Anladım ?

Stok Kodu:
9786059374194
Boyut:
140-210
Sayfa Sayısı:
318
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.00
4.80
9786059374194
411479
Vroluştan Ne Anladım ?
Vroluştan Ne Anladım ?
4.8
İnsanlık, varoluşunun gizemini sorguluyor. Sadece kendisini değil, birlikte yaşadığı dünyayı, canlıların tümünü kavramaya çalışıyor.
Sonra gök kubbeye ve ötesine bakıyor. Sonunun var olup olmadığını göremediği bir gök kubbe ve ötesi duruyor karşısında. Varoluşun merkezinde zannediyor kendisini.
Yaşam denizinin içinde sürüklenirken, zerreler âlemini bile zor fark ediyor. Maddenin çekiciliği etkisinde yılların akışında yaşayıp gidiyor.
İnsanlık bilim adına çağlar boyu bir sonraki kuşaklara bayrak teslim ediyor. İki ayağının üzerine dikilmiş olarak biz insanlar, bu görüngüler dünyasında, çağımıza gelinceye dek, ne kadar dar bir algı alanında yol aldık değil mi?
Bilgi altın madeni gibi değerliydi. İnsanlık paylaşmayı hala öğrenememişti.
Varoluşun sırlarını çözmek istiyorduk, ancak hala kendimizi bilmiyorduk.
İletişim çağı ile birlikte bu kez bilgiye ulaşılırken, kirletilmiş bilgi kaosu içinde çırpınıyoruz. Teoremler ve yine teoremler. Her konuda ayrı yazılmış binlerce sayfa var.
Formüller ve yine formüller. Her biri kendi bilimsel formülleriyle yazılmış konuları kavramak, bizim gibi sade insanlar için hiç de kolay değil.
Saf bilginin enerjisi o kadar güçlü ki, biz insanların bu günkü idrak düzeyinde taşıması mümkün değil. Bu
İnsanlık, varoluşunun gizemini sorguluyor. Sadece kendisini değil, birlikte yaşadığı dünyayı, canlıların tümünü kavramaya çalışıyor.
Sonra gök kubbeye ve ötesine bakıyor. Sonunun var olup olmadığını göremediği bir gök kubbe ve ötesi duruyor karşısında. Varoluşun merkezinde zannediyor kendisini.
Yaşam denizinin içinde sürüklenirken, zerreler âlemini bile zor fark ediyor. Maddenin çekiciliği etkisinde yılların akışında yaşayıp gidiyor.
İnsanlık bilim adına çağlar boyu bir sonraki kuşaklara bayrak teslim ediyor. İki ayağının üzerine dikilmiş olarak biz insanlar, bu görüngüler dünyasında, çağımıza gelinceye dek, ne kadar dar bir algı alanında yol aldık değil mi?
Bilgi altın madeni gibi değerliydi. İnsanlık paylaşmayı hala öğrenememişti.
Varoluşun sırlarını çözmek istiyorduk, ancak hala kendimizi bilmiyorduk.
İletişim çağı ile birlikte bu kez bilgiye ulaşılırken, kirletilmiş bilgi kaosu içinde çırpınıyoruz. Teoremler ve yine teoremler. Her konuda ayrı yazılmış binlerce sayfa var.
Formüller ve yine formüller. Her biri kendi bilimsel formülleriyle yazılmış konuları kavramak, bizim gibi sade insanlar için hiç de kolay değil.
Saf bilginin enerjisi o kadar güçlü ki, biz insanların bu günkü idrak düzeyinde taşıması mümkün değil. Bu
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat