Yanık Dere

Stok Kodu:
9786054369911
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
704
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-02
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.95
5.56
9786054369911
148402
Yanık Dere
Yanık Dere
5.556
Yanık Dere, Erzurumun doğusunda Aziziye Tabyalarının batısında, Tabya ile şehir arasında Palandöken dağlarından süzülerek akan suyu şehre getiren ince, sıradan bir dereydi. Benim çocukluğumun geçtiği yerlere yakındı burası. İlkokul yıllarında sevgili öğretmenlerim bizi derenin bulunduğu yere götürüp: İşte burası Yanık Deredir. dediler. Anlattılar neden Yanık Dere olduğunu; ama biz bir şey anlamadık o yıllar. Fakat içimde, hafızamda hep bir yanık dere kalmıştı ne olduğunu tam bilmeden. Hafızamda bir de Mahallebaşı semtinde Fransız Hastahanesi kalmıştı. O da ilkokulu okuduğum Mahallebaşında hemen okulumuzun karşısındaydı. Üç katlı, yıkık, yer yer yanık izleri olan ve sadece duvarları ayakta kalan harabe, taş bir bina. Sonra nenemin kardeşinin Ermeni askerlerince sandıkta süngülenişi anlatılırdı çocukluğumda. Çocukluğumda o eve her gidişimde o sandığı görürdüm. Sonra duyduklarım ve okuduklarım: on bir kişinin idamı, Gürcükapısında Seyidov ve Belediye Başkanının katledilmesi, Ezirmikliler; evlere, odalara, ahırlara doldurularak katledilen insanlar Bütün bunlar beni tekrar Yanık Dereye götürdü. Ermeni askerlerin türlü bahanelerle şehirden topladıkları Erzurumluları bu dereye götürüp kurşunladıklarını, kimilerini sırt sırta bağlayıp kurşunla ya da süngüyle öldürdüklerini, bununla da yetinmeyip üzerlerine gaz dökerek yaktıklarını, dereden günlerce su yerine kanın aktığını tespit ettim onlarca eser ve anılar arasından. Yanık Dere, Erzurum için çok önemli yermiş meğerse. Bunu çok geç anladık; ama iş işten geçti artık. Sonra bir şey daha öğrendim içimi sızlatan: Tehcir sırasında Erzurumdan yola çıkan Ermenilerin yollarda ölüme gidişleri
Yanık Dere, Erzurumun doğusunda Aziziye Tabyalarının batısında, Tabya ile şehir arasında Palandöken dağlarından süzülerek akan suyu şehre getiren ince, sıradan bir dereydi. Benim çocukluğumun geçtiği yerlere yakındı burası. İlkokul yıllarında sevgili öğretmenlerim bizi derenin bulunduğu yere götürüp: İşte burası Yanık Deredir. dediler. Anlattılar neden Yanık Dere olduğunu; ama biz bir şey anlamadık o yıllar. Fakat içimde, hafızamda hep bir yanık dere kalmıştı ne olduğunu tam bilmeden. Hafızamda bir de Mahallebaşı semtinde Fransız Hastahanesi kalmıştı. O da ilkokulu okuduğum Mahallebaşında hemen okulumuzun karşısındaydı. Üç katlı, yıkık, yer yer yanık izleri olan ve sadece duvarları ayakta kalan harabe, taş bir bina. Sonra nenemin kardeşinin Ermeni askerlerince sandıkta süngülenişi anlatılırdı çocukluğumda. Çocukluğumda o eve her gidişimde o sandığı görürdüm. Sonra duyduklarım ve okuduklarım: on bir kişinin idamı, Gürcükapısında Seyidov ve Belediye Başkanının katledilmesi, Ezirmikliler; evlere, odalara, ahırlara doldurularak katledilen insanlar Bütün bunlar beni tekrar Yanık Dereye götürdü. Ermeni askerlerin türlü bahanelerle şehirden topladıkları Erzurumluları bu dereye götürüp kurşunladıklarını, kimilerini sırt sırta bağlayıp kurşunla ya da süngüyle öldürdüklerini, bununla da yetinmeyip üzerlerine gaz dökerek yaktıklarını, dereden günlerce su yerine kanın aktığını tespit ettim onlarca eser ve anılar arasından. Yanık Dere, Erzurum için çok önemli yermiş meğerse. Bunu çok geç anladık; ama iş işten geçti artık. Sonra bir şey daha öğrendim içimi sızlatan: Tehcir sırasında Erzurumdan yola çıkan Ermenilerin yollarda ölüme gidişleri
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat