Osmanlı'nın Kayıp Atlası

Stok Kodu:
9789756065082
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
5.00
4.00
9789756065082
44438
Osmanlı'nın Kayıp Atlası
Osmanlı'nın Kayıp Atlası
4.00
Osmanlının Kayıp Atlasına sefer var! Osmanlının kayıp atlasını algılamakta zorlanan zihinlerimize, bu atlasın parçalarını hatırlatan, gösteren ve anlamaya, açıklamaya yönelen kitabında Mustafa Armağanı, bir yanda Abdülhamidin şahsi kütüphanesindeki Victor Hugo çevirilerinin başında, öbür yanda bu büyük tarihe itibarını iade etmiş tarihçi Braudelin eserlerinin başında görüyorsunuz. Patrona Halile Cemil Meriçi okutan, Karl Marxı Üsküdara getiren, Yeniçerilerin 1826da topa tutulması yetmiyormuş gibi, bir de tarih kitaplarımızda uğradığı bombardıman karşısında isyan ruhu kabarmış, zihinlerimizde sürekli alarm zilleri çalıp duran bir yazar olarak görüyoruz kitapta. Patrona Halil dahil Lale Devrindeki pek çok efsaneyi tersine çeviren Armağan, Weberin katıksız Oryantalizmine de eleştiri oklarını göndermekten sakınmıyor. Heine, Dostoyevski ve Namık Kemali karşılaştırdığı yazısı ise tam anlamıyla karşılaştırmalı edebiyat ile tarihin yollarının kesiştiği, benzerine pek az rastlanan bir inceleme. Armağan, bu kayıp atlasın içinde kaybolan hayatlara da kısa ama anlamlı bir yankı vermiş kitabın sonunda. Burada Sultan II. Abdülhamidin entelektüel portresinden resimler seçip önümüze koyuyor, Osmanlının delişmen aydını ve hırslı Şeyhülislamı Karaçelebizade Abdülaziz Efendinin çalkantılı hayat macerasının yanı sıra su tutkusundan kesitler sunuyor, Niyazi-i Mısrî, Vânî Mehmed Efendi ve Sabetay Sevi arasında gidip gelen bir 17. yüzyıl oyununu ilginç sahneler halinde akıtıyor. Atlasın kayıp parçalarına kan ve ruh üfleniyor bu finalle birlikte. Ve umutlanıyorsunuz atlasın diğer kayıp parçalarını bulmak adına. Kimbilir hangi yeni parçalar, kimbilir hangi ağaçların gölgesinde bizleri beklemekte, yollarımızı gözlemektedir! Öyleyse, diyor Armağan, tarihe seferimiz var! Herkes etrafına bakınsın, o atlastan bir parça, evinin bir kenarına, kütüphanelerin bir rafına ve yolların altındaki katmanlara sıkışıp kalmış olabilir. Velhasıl, Osmanlının Kayıp Atlası, kireçleşen gündemimize eskimeyecek bakışlar getiriyor. Cemil Meriçin deyişiyle, paranteze alınmış bir tarihi, cümlenin içine dahil etmeyi deniyor. Osmanlı tarihi üzerine yeni ve beklenmedik görüşler okumak isteyenlerin kaçırmamaları gereken bir kitap Osmanlının Kayıp Atlası.
Osmanlının Kayıp Atlasına sefer var! Osmanlının kayıp atlasını algılamakta zorlanan zihinlerimize, bu atlasın parçalarını hatırlatan, gösteren ve anlamaya, açıklamaya yönelen kitabında Mustafa Armağanı, bir yanda Abdülhamidin şahsi kütüphanesindeki Victor Hugo çevirilerinin başında, öbür yanda bu büyük tarihe itibarını iade etmiş tarihçi Braudelin eserlerinin başında görüyorsunuz. Patrona Halile Cemil Meriçi okutan, Karl Marxı Üsküdara getiren, Yeniçerilerin 1826da topa tutulması yetmiyormuş gibi, bir de tarih kitaplarımızda uğradığı bombardıman karşısında isyan ruhu kabarmış, zihinlerimizde sürekli alarm zilleri çalıp duran bir yazar olarak görüyoruz kitapta. Patrona Halil dahil Lale Devrindeki pek çok efsaneyi tersine çeviren Armağan, Weberin katıksız Oryantalizmine de eleştiri oklarını göndermekten sakınmıyor. Heine, Dostoyevski ve Namık Kemali karşılaştırdığı yazısı ise tam anlamıyla karşılaştırmalı edebiyat ile tarihin yollarının kesiştiği, benzerine pek az rastlanan bir inceleme. Armağan, bu kayıp atlasın içinde kaybolan hayatlara da kısa ama anlamlı bir yankı vermiş kitabın sonunda. Burada Sultan II. Abdülhamidin entelektüel portresinden resimler seçip önümüze koyuyor, Osmanlının delişmen aydını ve hırslı Şeyhülislamı Karaçelebizade Abdülaziz Efendinin çalkantılı hayat macerasının yanı sıra su tutkusundan kesitler sunuyor, Niyazi-i Mısrî, Vânî Mehmed Efendi ve Sabetay Sevi arasında gidip gelen bir 17. yüzyıl oyununu ilginç sahneler halinde akıtıyor. Atlasın kayıp parçalarına kan ve ruh üfleniyor bu finalle birlikte. Ve umutlanıyorsunuz atlasın diğer kayıp parçalarını bulmak adına. Kimbilir hangi yeni parçalar, kimbilir hangi ağaçların gölgesinde bizleri beklemekte, yollarımızı gözlemektedir! Öyleyse, diyor Armağan, tarihe seferimiz var! Herkes etrafına bakınsın, o atlastan bir parça, evinin bir kenarına, kütüphanelerin bir rafına ve yolların altındaki katmanlara sıkışıp kalmış olabilir. Velhasıl, Osmanlının Kayıp Atlası, kireçleşen gündemimize eskimeyecek bakışlar getiriyor. Cemil Meriçin deyişiyle, paranteze alınmış bir tarihi, cümlenin içine dahil etmeyi deniyor. Osmanlı tarihi üzerine yeni ve beklenmedik görüşler okumak isteyenlerin kaçırmamaları gereken bir kitap Osmanlının Kayıp Atlası.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat