Sarıcan

Önce bu anlatının nasıl ortaya çıktığını anlatayım size. Benim altı yaşında dünyalar tatlısı bir kızım var. Adı Elifcan. Bir gece yanımda mışıl mışıl uyurken birden uyandı. "Baba, bana masal anlat!" dedi. Gece yarısıydı. "Sarıcan'ın Arayışı"nı anlatmaya başladım. Her nasılsa, bir ara ikimiz de uyuyakalmışız. Ertesi sabah Elifcan, aynı öyküyü gene anlatmamı istedi. Ben anlattıklarımı unutmuştum bile. O hatırlıyordu Sarıcan'ı. Bunun üzerine o anlatmaya ben yazmaya başladım. O'nun "anlatan Elifcan, yazan babası" derken ışıldayan gök mavisi gözleri hep gözümün önünde... (Önsöz'den)